8 Eylül 2013 Pazar

SOSYAL MEDYAYA BURUN KIVIRMA!..

SOSYAL MEDYA=DÜŞÜNCE GÜMRÜĞÜNÜ KALDIRDI!
Sosyal Medyanın doğru ve hümanist kullanıldığında kariyer ve yaşam başarımızı nasıl arttırabileceğinden bahsedeceğim…
Ülkemizde ve Dünyada hızla gelişen sosyal medya merakı, her geçen gün bilinçli bilinçsiz kullanıcıyla artmaktadır. Anlık kullanımlar, yanlış kullanımlar göstermelik kullanımlar, amacını bilmeden kullanımlar son günlerin modası.
Ticari anlamda bakıldığında ise; Günümüzde firmalara web sitesi zorunluluğu getirildi, Sağlık Bakanlığı dahi 2013-2017 strateji planında sosyal medyaya ciddi bütçe ayırdı. Bu mecrada yepyeni bir planlama ve ekonomi anlayışı doğdu. Birçok insan internet üzerinden hayatını geçindirmeye başladı. E.ticaret siteleri kuruldu ve çok kısa sürede, bu sitelere milyon dolarlık yatırımlar yapılmaya başlandı.
Yeni çalışma sahaları açıldı hatta üniversitelerde fakülteler, bölümler, ve meslek yüksek okulları açıldı…
Peki nasıl sosyal medya bu kadar hızlı ilerledi?
İnsanların birbirinden etkilendiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır…
Sosyal Medyada, insanların bu özelliğini internete taşıyarak başarıya ulaşmış bir oluşumdur.
Örneğin facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg insanların DNA’sını çok iyi gözlemliyor artı bunu fırsata çevirmeyi de çok iyi biliyor. Mark Zuckerberg 1984 doğumlu ve bu büyük işleri başardığında daha 22 yaşındaydı. Dünyanın en büyük sosyal ağını kurarak, dünyanın en zengin genci oldu.
Konuyu raporla desteklemek gerekir ise comscore’un son verilerine göre Türkiye Avrupanın 6. En büyük internet kullanıcısı konumunda.(Avrupa kıtasında toplam 64 ülke var) Raporu incelemeye devam ettiğimizde Türkiye’de bugün 32 milyon facebook kullanıcısı, 8 milyon civarında twitter kullanıcısı var. Bu kişilere bu rakamlara ulaşabilmek ise sizin veya işbirliği yaptığınız sosyal medya ajansınızın elinde…
İşte bu gücü doğru ve etkili biçimde kullanmak istiyorsanız mutlaka;
Obama örneğini bir okumamız gerekiyor çünkü Obama 50’lili yaşlarda Mark Zuckerberg’ün ortağı Chris ise 22 yaşındaydı. ABD Başkanlık seçimleri için Obamaya sosyal medyayla ilgili danışmanlık yapıyor, strateji geliştiriyordu… Yani koca adam, delikanlıya itimat ediyordu.
Obama, 2008 seçim kampanyasında sosyal medyayı şüphesiz en iyi kullanan başkan adayıydı. Sosyal medya ekibini kurdu ve sosyal medya stratejilerini geliştirdi.
Ana kampanyayı gençler üzerinden kurguladı… Bu gençlere nasıl ulaşacağını çok iyi biliyordu. Çünkü gençler televizyon izlemiyor, gazete, dergi okumuyordu.
O zaman sosyal medya üzerinden iletişime geçti…
Sosyal medyanın bilincinde olan Obama, bu gücü kullanarak, örgütleyerek dünyadaki en büyük sosyal medya başarısına imza attı. Ve kampanyanın sonunda ABD başkanı seçildi.
Peki Obama ne yapmıştı ve nasıl yapmıştı?
Sosyal Medyada gençlerin dikkatini çekmeyi başardı, gençleri interaktif olarak seçim sürecinin içine kattı. Gençlerde kendilerini, politikanın bir parçası olduklarını hissetti. Ve aktif siyasetin içinde oldular ve de kendilerine söz hakkı verildi. Obama, diğer sosyal ağları da çok etkin kullanıyordu. Gençleri mail, sms, broşür, reklam, stand etkinlikleriyle de yalnız bırakmıyor ciddi bir network oluşturuyordu.
Obama’nın facebook sayfası günümüzde 34 milyona ulaştı. Doğru çalışmalar yürüttü ve halka gerekli güveni verdiği için halk da onu destekledi. Amerika da özellikle genç kesim, siyaset ile yeterince ilgili değildir.Büyük bir kısmı oy kullanmaz. Oysa Obama, rakiplerine oranla sosyal medyayı daha başarılı kullandı. Aslında Obama, bu sureci birlikte yürüttüğü Chris ile iyi bir satış pazarlama tekniği uygulamıştı.
Ayrıca ülkemizde de sosyal medyayı en samimi kullanan Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün olduğu kesin. Görüşlerini kendi yazıyor, ailesiyle ve protokolle olan fotoraflarınıda bizzat kendisi paylaşıyor.
Artık günümüzde takipçiler sosyal medyada samimiyeti yakalıyor. Kim baştan savma yazıyor, kim gerçekten samimi fikrini paylaşıyor, kim reklam için kullanıyor, okuyucu bunu fark ediyor…
Sosyal Medya, ülkeler arası “Düşünce Gümrüğünü” kaldırdı. Sınır yok.  Türkiye de yazıyorsun Çin’de Türkçe bilen cevap veriyor. Yani dünya burada evrensel bir kent oldu.
Konuyu toparlamak gerekir ise; facebook, twitter sayesinde halk kendisini daha güçlü hissediyor. Ve kısa sürede örgütlenebiliyor.
Peki facebook, Twitter ve diğer sosyal mecralar daha çok hangi ülkeleri sarsıcak?
Tabii ki halkına baskı yapan, düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğünü sınırlayan ülkeleri sarsacaktır. ABD, AB gibi demokrasinin yerleşik olduğu ülkelere bakın…
Bir facebook, twitter tartışması daha basit daha yüzeysel geçiyor.
Benim düşüncem,
 Sosyal medya; Ülkesinde Sendikaları, Sivil toplum kuruluşlarını, Dernekleşmeyi, Mesleki Dayanışmayı, Gençleri ve Üniversiteleri engelleyen ülkeleri sarsıcak.
Ayrıca sosyal medya 2023 içerisinde ahlaki dejenerasyon yapacağı ve bilinç altını şimdiden bozduğu için psikolojik olarak da yorması aşikar.
Son olarak, en önemlisi sosyal medyanın açtığı yaraları, oluşturacağı enkazları iyi takip etmek ve çözüm üretmek gerekiyor. Netice, sosyal medya, kötü amaçlı bir oyuncak olmamalıdır.